Çekirdekten Gelen Eşsiz Lezzet: Kahve
Günlük hayatta dünyaca sıkça tükettiğimiz kahvenin
ortaya çıkışından yayılmasına kadarki tüm süreçleri sizler için derledik.
Kahve Ağacı
Latince adı Coffea arabica olan
kahve; rubiacceae familyasına bağlı olan ve 7-8 m. boyunda bir bitkinin ve
bunun tanelerinin adıdır. Tanelerin çekirdek kısmı kavrulup toz haline
getirilerek ve sıcak su ile karıştırılarak elde edilen içecek de aynı adla
anılır.
Kahve ağacının normal boyu 8-10 metreyi bulsa da
üretim teknikleri nedeniyle genellikle 2-3 metreye kadar büyümesine izin
verilir. Dikildikten 3-4 yıl sonra meyve vermeye başlar. Meyvelerin
olgunlaşması 8-10 ay sürmektedir. Bir kahve ağacının ortalama ömrü 30-40 yıl
ile sınırlıdır. Yaprakları sürekli yeşildir. Yetişmesi için tropikal bölge,
volkanik zemin, orta derece nem gibi özellikler gerekir. Dona karşı duyarlı bir
ağaçtır.
Meyve ve Çekirdek
Kahvenin Tarihi
8. yy da Habeşistan’da kahvenin kızartılıp ezilerek
yağ ve tuz ile yenildiği bilinmektedir. Ancak ilk kez kahveyi kimin içtiğine
dair net bir tarihsel kanıt yoktur. 570’li yıllarda ortaya çıktığı sanılan,
önce 1470-1500 tarihleri arasında Mekke ve Medine’ye, ardında tüm islam
dünyasında hızla yayılan kahvenin geçmişi efsaneler ve hikayeler ile doludur.
En yaygın efsane ise Khaldi adındaki çobana aittir:
“Yemen’de Khaldi adında bir çoban Ay ışığında keçi sürülerini güderken,
hayvanların bazı yeşil ve sarı meyveleri yediğini görür. O ana kadar
uyuklayarak gezen hayvanlarda, bu meyveyi yedikten sonra bir canlılık görünür,
oradan oraya zıplayıp durur, hatta mehtapla dans etmeye başlarlar ve herhangi
bir yorgunluk belirtisi göstermezler. Bunun üzerine Khaldi de bu yemişleri yer
ve kendini dinç hisseder. Bu esrarlı meyvelerden keşişlere söz eder. Çobanla
iki keşiş sürünün otladığı yerlere gönderilir ve bilmedikleri çalı türünden
birkaç dal koparıp içecek olarak hazırlayarak içerler. Ve onlar da geceyi
canlı, neşeli bir ruh hali içinde geçirirler. Belirli saatlerde nöbet tutmayı
ve dua etmeyi gerektiren manastır kurallarına uymayı kolaylaştıran bu içecek
tüccarların da ilgisini çekmeyi başarmış ve Kahve yayılmaya başlamıştır.”
İkinci efsane ise Şazeliye tarikatının kurucusu
Ebu’l-Hasan Şazeli’nin, 1258’de Hacca giderken yolda müridi Şeyh Ahmed ile
yaptığı derin bir sohbet esnasında kahve çekirdeklerini kaynatarak içtiğine
dairdir.
……...…
Kahvenin yayıldığı ilk İslam coğrafyası Mekke ve
Medine’dir. Her yıl Hac ibadetlerini yerine getiren Müslümanların
memleketlerine dönerken yanlarında kahve de götürdükleri tahmin edilmektedir. Bu
şekilde kahve, Mekke ve Medine’nin ardından Kahire, Şam, Halep ve İstanbul’a
kadar ulaşarak diğer Müslüman coğrafyalara yayılmıştır. Fakat kahvenin 16.
yüzyılda tüm dünyaya Mısır ve Hicaz’dan yayıldığı kabul edilir.
Kahvenin İşlenme Süreci
Olgunlaşan kahve meyvelerinin çürümeden hemen
toplanması gerekir. Kahvenin toplanmasında iki çeşit metot kullanılmaktadır:
Elle Toplama;
Arabica türü kahvenin yetiştirildiği birçok yörede, toplayıcılar olgunlaşan
meyveleri dikkatlice seçerek teker teker elle toplar ve yanında taşıdığı sepete
koyar.
Dalı Sıyırma;
Bu yöntem genellikle Brezilya’daki düz arazili ve düzenli ekilmiş kahve
tarlalarında uygulanır. Dalın üst kısmından tutarak tüm daldaki meyveleri
parmaklarıyla aşağıya doğru sıyırırlar. Dalı sıyırma yönteminde her ne kadar
özen gösterilse de olgunlaşmamış meyveler olgunlaşmış olanlarla toplanır. Bu
nedenle daha sonra özel bir ayırma makinesinden geçirilmeleri gerekir.
Toplanan çekirdekler kabuklarından ayrılır. Çekirdeğin
meyveden ayrılması süreci; çekirdeklerin dış kabuk ve meyvesinden incinmeden
ayrılmasını gerektirdiği için çok önemlidir. Bu ayırma işleminde iki yöntem
uygulanır:
Yaş Yöntem;
genellikle yüksek kalitedeki kahveler için kullanılır. Yeni toplanmış meyveler,
herhangi bir fermantasyon başlamadan önce su dolu tanklarda yıkanır.
Kuru Yöntem;
kuru yöntem, yeni toplanmış meyvelerin basınçlı hava veya elekler kullanılarak
veya yıkanarak yabancı maddelerden temizlenmesiyle başlar. Bu aşamadan
sonrasında kahvenin işlenme süreci başlar.
Kavurma, yeşil renkli çiğ
kahve çekirdeklerinin ateş ile kahveye dönüşümünü sağlayan işlemdir. Ham halde
olan kahve, ateşin etkisiyle yeşil renginden kahverengiye dönerken kimyasal bir
süreç de geçirir. Kahveye karakterini kazandıran esas unsur çekirdeklerinin
çatlamasının ardından ortaya çıkan uçucu maddelerdir. Kahveye tadını katan bu
uçucu maddelere rağmen kavurma işlemi; "kahvenin içerisindeki asit, protein
ve kafein miktarını değiştirmektedir."
Soğutma, Kahve
kavrulduktan sonra ahşap kaşık kullanılarak yuvarlak ve üstü kapaksız olup ucu
açık kaplara alınarak ve alt üst edilerek soğutulur.
Pişirme, dövülerek
ince toz haline getirilen dibek kahvesiyle hazırlanmış Türk Kahvesi, kalın
çekilen kahvenin suda kaynatılarak hazırlanmış süzme kahve, çok kavrulmuş ve
kalın çekilmiş kahvenin içinden su buharı geçirilmesiyle hazırlanan kahve gibi
çeşitlere sahiptir.
Buraya kadar geldiyseniz sözlerimi cemal süreya ile bitirmek
isterim “Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına sen kalayım.”
(Cemal Süreya)”
Sağlıkla Kalın! Mühendis hanım
Kaynak; Makale yazısı; Kılınç F, kahve, Fatih Sultan Mehmet Vakıf
Üniversitesi Bilim Tarihi, İstanbul 2019
Harika bir yazı olmuş ellerine sağlık bayıldım çevremdeki tüm herkese sizin sayfanızı önereceğim.
YanıtlaSil